ben çocukken henüz nevresimler çıkmamıştı. yorganlar kaplanırdı. bu işlem için salondaki mobilyalar kaldırılarak genişçe bir alan açılır, bu alanda yere serilen beyaz bir çarşafın üzerine yorgan yerleştirilir, çarşafın kenarları yorganın üzerine katlanır ve bu kenarlar yorgan iğnesi ve ipliğiyle yorgana dikilirdi. başlı başına bir işti yani yorgan kaplamak. annem yorganı kaplamak için ne zaman yere serse kardeşim ve ben üzerine çıkar yatar yuvarlanırdık. hele de yorganın üzeri satense kaygan ve parlak olur daha bir hoşumuza giderdi bu yatıp yuvarlanmalar.
|
has yünden güzel yorganlarımız vardı, annem o yünleri her yaz yıkar, sonra da şiltenin içine koyup köpürdü onları.. yünleri şiltenin tersine serersiniz, sonra onun özel bir katlama biçimi vardır, annem bana öğretmişti.. sonra o yorganlar altta beyaz bir örtü, üstüne yorgan, üstüne de renkli bir örtü örtülürek, sonra kenarlardan renlki örtü beyaz örtünün içinde kalacak şekilde katlanırdı, yani beyaz örtü yorganın üstünden şöyle dört parmak kadar görünürdü, sonra yorgan iğnesi ve ipliğiyle dikilirdi.. ben katlama işini yapardım, annem de dikme.. ama köşeler çok zorluyordu, onun özel bir yöntemi vardı, acaba şimdi olsa yapabilir miyim............
|